´´ HER AYA BİR KİTAP ´´

´´ HER AYA BİR KİTAP ´´

17.11.2018 218

                          Okulumuz öğretmenleriyle öğrencilerimize örnek olmak ve kendimizi daha da geliştirebilmek amacıyla   ´´ Her Aya Bir Kitap ´´ etkinliği başlattık.Her ay bir kitap belirliyor ve ay sonunda öğretmenlerimizle toplanarak kitabımızın analizini yapıyoruz. Bu ay ki kitabımız Salman Khan´ın ´´ Dünya Okulu´´kitabı.

 

17-11-2018 DÜNYA OKULU “EĞİTİMİ YENİDEN DÜŞÜNMEK”

 

       Khan Academy Türkçe, Ekim 2014 itibariyle 2 milyon ders vermiştir.Amacı;herkese kendi hızında ve kişiselleştirilmiş eğitim anlayışI olan dünya genelindeki eğitim reformunun en önemli paydaşlarından olan Salman Khan serüvenini kendi dilinden dökülen sözcüklerle kaleme döktü.

Gelişen teknoloji sayesinde eğitim anlayışımızı yeniden sorgulatacak,eğitimcilere rehber niteliğinde bir kitap.

       Kitap 4 bölümden oluşuyor.

1.Bölümde;’Öğretmeyi Öğrenmek’ konusunu ele alıyor.Öğretmenin apayrı bir beceri,yaratıcı,sezgisel ve kişisel bir sanat olduğuna değiniyor.Öğretmenlerin bilgi akatarabilir,ilham verebilirler;bunlarda önemli ve güzel şeyler fakat günün sonunda;Her öğretmenin aslında kendisini eğittiğini,birşeyler öğrenmeye karar vererek,öğretmenlerin kendilerini öğrenmeye adayarak öğrendiğini kaleme alıyor.

Öğretmenlerin sınıflardaki konumuna değiniyor.Ders anlatmaktan çok rehberlik ve akıl hocalığı yapmaları gerektiğini,sınıf arkadaşları arasında etkileşimleri desteklemelerinden bahsediyor.Arkadaşların birbirlerine yardım etmesinin hem akademik açıdan hemde karakter geişimine katkıda bulunacağından,sorumluluk bilincinden söz ediyor.

Tam öğrenme modeline göre;eğer ihtiyaçlarına uygun koşullar sağlanırsa bütün öğrencilerin öğrenebileceği inancına dayandığını,müfredatın ‘zaman’ temelinde değil,anlama ve başarı hedefleri temelinde yapılandırılması gerektiğini vurguluyor.

2.Bölümde;’Parçalanmış Model’ konusunu ele alıyor.

Kahvaltı,öğle yemeği,akşam yemeği gibi kültürel alışkanlıklarımızı tıpkı çoçuklarımızı hep belirli biçimlerde çalışan blirli tür okullara göndermemize benzetiyor.Düşünmeden kabul ettiğimiz bir gelenek olduğundan,yemek alışkanlıklarımız neyse öğretme alışkanlıklarımızda o diyor.

Tarih öncesi avcı-toplayıcı toplumlarında ebeveynlerin çocuklarına temel hayatta kalma becerilerini bizzat kendileri uygulayarak ve mümkün olduğunca bu sürece bir oyuun unsuru katarak öğrettiğinden bahsediyor.

Günümüzde ise çoğu öğrencinin Gravyer Peyniri gibi öğrenimin kurbanı olduğunu,dışarıdan bakıldığında eksiksiz göründüğünü ama eğitimin deliklerle dolu olduğundan bahsediyor.

3.Bölümde;’Gerçek Dünyada’ konusunu ele alıyor.Teknolojinin AKILLICA kullanılması gerektiğini,Teknolojiyle desteklenmiş öğretimin in ve eğitimin,hesaplı ve eşitlikçi bir eğitim geleceği için elimizdeki en iyi fırsatı sunduğunu fakat buradaki asıl meselenin teknolojinin nasıl kullanılması gerektiği vurgusunu yapıyor ve ekliyor.

”Sınıflara bilgisayar ve akıllı tahta koymak yeterli değil.Teknolojiyi,öğretme ve öğrenme biçimlerimizle iç içe geçirmemiz gerekiyor.Anlamlı ve yaratıcı bir iç içelik sağlanamazsa,sınıftaki teknolojinin pahalı bir oyuncaktan farkı kalmaz.”

Salman Khan eğer teknolojiyi AKILLICA kullanabilirsek Öğretmenle geçiricek değerli zaman oranınından bahsedebileceğimizi söylüyor.Öğretmenlerin öğrencilerle birebir daha fazla ilgilenebileceğini,iyi öğretmenlerinde onları başta öğretmenliğe iten şeyin çocuklara öğrenmeleri konusunda yardım ederek keyif alacaklarını söylüyor.

4.Bölümde;’Dünya Okulu’ konusunu ele alarak Değişim zordur ama imkansız değildir diyor.

Son olarak yarım kuşak sonrasının -hatta bir saat sonra,bir dakika,bir nanosaniye sonra- ne öğreneceği hakkında bir fikrimiz yokken önemli olan Öğrencilere ne öğrettiğimiz değil,kendi kendilerine öğrenmeyi nasıl öğreneceklerini öğretmek olduğunu vurguluyor.

Kitabın tamamını okuyup,hayatımıza yansıtarak teknolojiyi Akıllıca kullanmak umuduyla….